Çalışma Tekniklerini Bilin

Longfellow: “Çalışmayı ve beklemeyi öğrenin.” diyor. Evet, başarıya giden yolda çalışmak, bunu yaparken de sabırlı olmak gerekir.

Vaktiyle adamın biri gemiyle yolculuk yapıyormuş. Kaptan ile arkadaş olmuş. Kaptan birkaç gece uykusuz kalmış. Adam kaptana uykusuz olduğunu hatırlatarak dümeni kendisine teslim etmesini, onun da bir süre dinlenmesini söylemiş. Kaptan:

- Nasıl olur? Sen dümen kullanmasını biliyor musun? diye sormuş.

Adam, dümen kullanmayı bildiğini söylemiş.

- Hiç merak etme, yat! demiş.

Kaptan dümeni adama teslim edip uyumuş. Adam, dümenin başına geçmiş; ama gemi nasıl olduysa karaya doğru yönelmeye başlamış. Sonunda karaya oturmuş. Meydana gelen gürültü üzerine kaptan uyanmış. Geminin karaya oturduğunu görünce:

- Aman arkadaş sen ne yaptın? demiş.

Bunun üzerine adam şu cevabı vermiş:

- Deniz tükendi, ben bir şey yapmadım.

Başarı sahiline ulaşmak için yapılması gereken çalışmalar bilinmezse gemi karaya oturacaktır. Öyleyse çalışma yöntemleri çok iyi bilinmelidir.

Başarılı olmak için kazanılması gereken üç davranış vardır:

- Düşünme alışkanlığını kazanmak

Öğrenci, sorunlarının çözüm yollarını kendi düşünmelidir. Gerek sınavlara hazırlık sürecinde gerekse yaşamda kişiye büyük katkılar sağlayacaktır böyle bir davranış. Kişinin kendine güvenini geliştirecektir. İş yapabilme kabiliyetini olumlu yönde etkileyecektir. Büyükler sadece bir kılavuzdur.

Anne baba ve öğretmenler deniz feneri gibidir. Ancak denizde giden öğrencidir. Asıl işi o yapmalıdır. Tabii bunu yaparken uyarılara kulak vermeyi ihmal etmemelidir.

Burada öğretmenlere düşen görevler de vardır. Öğrencinin düşünmesi için ona yol açmalıdır. Öğrencinin yerine düşünülürse öğrencinin düşünme yeteneği gelişmez.

- Okuma alışkanlığını kazanmak

Sözcük olmadan düşünmek imkansızdır. Sözcük bilgisi düşünce ve zekayı geliştirir. Bu yüzden bizler sözcük hazinemizi geliştirici çalışmalar yapmalı, bol bol kitap okumalıyız.

Yapılan bilimsel araştırmalar sözcük bilgisinin önemini bize kanıtlamaktadır. Stevens Teknoloji Enstitüsü profesörlerinden Dr. Johnson O’cannor , işletmecilik alanında idare amiri olmak üzere ders gören 100 gence “kişinin kelime hazinesini ölçen” bir test uyguluyor. Beş yıl sonra yapılan araştırmalarda , test puanları ilk yüzde ona giren öğrencilerin tamamının idare amirliklerine yükseldiği ; puanı aşağı yüzde yirmi beşe dahil geçlerin hiçbirinin idare amiri olamadıkları ortaya çıkmıştır.

Hayatta başarılı olmak istiyorsanız kelime bilgisini artırınız. Göreceksiniz ki zekanız daha iyi işleyecek , kişiliğiniz renklenecek, hayatta daha başarılı olacaksınız. Çünkü kelime bilgisi artıkça insanın düşünme yeteneği ve zekası da artmaktadır. Çok okuyan sınavlarda çıkabilecek soruları da daha kolay çözerler.

- Kendi kendine iş yapabilme alışkanlığını kazanmak

Bir öğrenci, gerek sınavlarda gerekse hayatta başarılı olmak istiyorsa kendi başına davranma yeteneğini edinmelidir. Ders çalışırken hep başkalarından yardım beklememelidir. Aksi taktirde öğrenmesi gerekenleri tam olarak öğrenemeyecektir. Aile ve öğretmenler, öğrenciye yol gösterici olmalıdır. Ne aile ve öğretmenler bu sınırdan taviz vermelidir ne de öğrenciler bundan daha fazlasını talep etmelidir.

Bisiklet sürenleri kırk yıl izleseniz, kendiniz bizzat bisikletin üstüne binip onu sürmeyi öğrenmeye çalışmadıktan sonra kesinlikle bisiklet sürmeyi öğrenemezsiniz. Sınavlara hazırlanırken karşılaşılacak sorunların aşılmasında büyüklerden sadece yardım isteyiniz, ancak sorunlarınızı onların çözmesini istemeyiniz. Ödevlerini hep başkalarına yaptıran bir öğrenci sınavlarda ne kadar başarılı olabilir ki?

Burada anne baba ve öğretmenlere da görev düşmektedir. Öğrencinin görevlerin yapmamalı ona sadece yol göstermelidirler. Örneğin bir kelimenin anlamını soran öğrenciye kelimenin anlamını söylemek yerine sözlük tavsiye edilmeli, bir problemi soran öğrenciye sorunun çözümünü yapmak yerine çözüm sadece yöntemini göstermeli, bir konuda bilgi almak isteyen öğrenciye bilgi vermek yerine bilgiyi nerede bulacağını göstermelidir. Kısacası öğrenmeyi öğretmeli ki öğrenci hayat boyu kendi kendine öğrenmeyi gerçekleştirebilsin.

Bu davranışları edindikten sonra takip edilecek yöntemler:

Yaşayarak öğrenme

Ezberleme ile öğrenme gerçekleşmez. Kalıcı öğrenme içim öğrenme sürecinin içinde olmak gerekir. Bir problemin çözümü ezberlenirse o problem çözülür belki ama benzeri farklı bir problem çözülemez hatta belli bir süre sonra çözümü ezberlene problem vb. çözülemez çünkü unutma olur. Öyleyse bizzat çözüm yolları üzerinde çalışılmalı, ezberden uzak durulmalı. Türkçe dersi için okuma çalışması yapılmalı, metinler üzerinde durulmalı, düşünülmeli, metinden sorular çıkarılmalı, bilinmeyen kelimelerin ve kelime gruplarının anlamları bulunmalı, yazının konusu ve yazılış amacı belirlenmelidir. Matematikten ise konuların temel özellikleri iyi anlaşılmalı, problemlerin çözümleri üzerinde durulmalı, bütün veriler kullanılmalıdır. Sosyal bilgilerde ise harita atlas vb materyaller kullanılmalı. Fen dersinde deneysel bir çalışma yöntemi benimsenmelidir . Bunlar mümkün olduğu nispette yapılabilir. Yaşayarak öğrenme bol bol alıştırma yapmayla gerçekleşir. Bir kişi kemen çalan birini kırk yıl seyretse keman çalmayı öğrenmez, yüzmek, araba kullanmak gibi dersi öğrenmek de bizzat işin içinde olmayla mümkündür.

Burada dikkat edilecek bir husus da sevilen ders ve konuların yanında sevilmeyen (sevilmeyen ders olmamalı aslında) ders ve konulara da çalışılmalıdır öğrencilerin bir çoğu hep sevdikleri derslere çalışarak kendilerini yanıltıyor ve böylece çalışma eylemini gerçekleştirdiğini zannederek rahatlamaya çalışıyor. Oysa sevilen ders ve konular genelde bilinen ders ve konulardır. Öğrenme bilinmeyenin hafızaya alınması ise sevilmeyen ders ve konuların üzerinde yoğunlaşmak başarı için şarttır.

Atalarımız, bir şey hiç uygulanmasını yapmadan, yalnızca nasıl yapıldığını görmeyle öğrenilmez anlamına gelen; “Bakmakla öğrenilseydi kediler kasap olurdu.” atasözünü sözlüklerimize kazandırarak buraya kadar anlattığımız konuları en güzel şekilde özetlemişlerdir.

Alıştırma

Başarılı olmak için çok alıştırma yapmak gerekir. Çok örnek çözmek gerekir. Alıştırma yapmak konunun bütün yönlerinin kavranılmasını da sağlar.

Yardım isteme

Gerek çalışma esnasında gerekse alıştırma yaparken anlaşılmayan yerler not alınmalı daha sonra da bu yerler bir bilene sorulmalı. Aileden biri, tanıdık biri, grup arkadaşlarından biri yardım almak için yeterli olabilir.

Grup çalışması

Öğrenci için ten başına ders çalışmak sıkıcı olabilir. Ayrıca öğrenci bilmediği sormak ihtiyacı duyduğu konuları öğrenmek için yanında her zaman bir öğretmen bulamayabilir. Bununla birlikte, bilinen bir şeyin başkasına anlatılması en etkili öğrenme yöntemlerindendir. Çünkü böyle bir çalışma yöntemi unutmayı engeller. Bütün bunları gerçekleştirmenin tek yolu grup çalışmasıdır. Dersleri iyi olan ve anlaşabileceğiniz 3-5 arkadaşla bir araya gelinerek böyle bir çalışma yapılabilir. Herkes birbirinden faydalanmış olur. herkes en iyi bildiğini bir diğerine anlatır.

Kendini düşünen, her şeyi ben kendim yapabilirim diyen, başkalarıyla bir şeyleri paylaşma ihtiyacı hissetmeyenlerin hayatta başarılı olma şansları yoktur, olsa bile mutlu olma şansları hiç yoktur. Paylaşan, birbirine yardımcı olan kişiler hem başarılı hem de mutlu olurlar .Grup çalışması paylaşmanın, yardımlaşmanın en güzel örneklerinden biridir. Grup çalışmasına katılan öğrencilerin başarılı olma şansları da diğerlerinden daha yüksektir.

Deneme

Öğrenci haftada bir deneme sınavı çözerek bilgilerini süreye bağlı olarak kullanmayı öğrenmelidir. Bu çalışmayla sınav sistemi için de tecrübe kazanılacaktır. Denemelerden sonra da mutlaka değerlendirme yapılmalı yanlış yapılan ve boş bırakılan sorular tespit edilmelidir. Yardım alınarak bu eksiklikler giderilmelidir.

Tekrar

Belli bir süre sonra, önceden öğrenilenler unutulur. Unutulmanın engellenmesi tekrarla mümkündür. Özellikle sözel derslerde unutma çabuk olur. Bunun için belirli aralıklarla tekrar bu derslerde çok gereklidir. Sınıfta öğrenilen ders eve gelindiğinde tekrar edilirse hafızaya alma daha da kolaylaşır, öğrenilenlerin unutulması zorlaşır. Sözel derslerde bu işe ek olarak bir de ön hazırlık faydalı olacaktır. Sınıfta görülecek ders önceden okunarak sınıfa gidilme şeklinde olur bu ön hazırlık. Bol bol test çözülerek de tekrar yapılabilir. Burada dikkat edilecek nokta, sorularla tekrar yapıldığından dolayı, eğer bilinemeyen, çözülemeyen soru olursa yardım alınarak bilgi eksikliğinin giderilmesi yoluna gitmeyi ihmal etmemektir.

Değerlendirme

Yapılan çalışmalar değerlendirilmelidir. Ne kadar çalışılmalıydı, ne kadar çalışıldı? Ne kadar yanlış var? Kaç boş var? Yetersizlik hissedilen konular neler? Eksikliklerin nasıl giderilmesi gerekir? Hatalara en aza indirmek için neler yapılmalı? Başarılı olmak için daha neler yapılabilir? Değerlendirme çalışmalarında bu soruların cevapları aranmalıdır. Bu değerlendirme, kişinin eksiklerini giderip tam öğrenmeyi gerçekleştirmek bakımından çok önemlidir.

Ne yapıyorsanız başarıya ulaşma adına yapıyorsunuz. Yani kendiniz, kendi geleceğiniz için... Konuyu Sang H. Kim’in çok anlamlı ve ders alınması gereken güzel bir sözüyle tamamlayalım: “Başarı size gelmez, siz ona gideceksiniz!”